Bu ortam düşünmek için, dağınık olan düşüncelerimin dökülmesi ve kendime itiraflarda bulunabilmem için düşüncelerime ve bana bir davetiye niyetindedir adeta.
Hiç kendinizi ifade etmek isteyip de edemediğiniz bir durumla karşılaştınız mı? Eminim birçoğunuz evet diye geçirmektedir içten içe.
Benim için de çok sık karşılaştığım bir durum diyebilirim. Bunun birçok sebebi var bence; bir olay karşısında düşünceleri açığa vurmak isteme durumunda, ataerkil toplum ve Orta Doğu kültürüne has saygı göstergesi(?) olarak 'küçükler cevap vermez' yaklaşımı, ketum bir yapıya sahip olmak, düşüncelerin ortaya dökülmesiyle birlikte dış ortamda bir kaosun oluşacağını düşünme, düşüncelerin bölük-pörçük ve çok kompleks olması gibi nedenler sıralanarak, liste uzayabilir.
Bu durumun sürekli hale gelmesiyle birlikte kaybolmuş hissediyor insan, artık boş vermişlik evresine terfi ediyor, dış dünyaya karşı hissizleşiyor, kabuğuna çekiliyor ve kendi içinde bir dünya kurarak orada istediği şeyleri, yukarıda bahsettiğim gibi elverişli bir ortam yakaladığında sadece kendisiyle paylaşıyor. Şanslıysa eğer, birisini bulabiliyor kendisini anlayabilecek; benzer süreçleri tecrübe edinmiş, ortak noktaları olduğunu gördüğü birini bulabilirse...
Kaybetmek fiili mecazen de gerçek anlamında da aynı kapıya çıkıyor bu durum özelinde, kaybetmiş olmak ortak bir paydada buluşabilmek için yine ayrı bir faktörken, yine aslında o ortak noktaların tek tek birleştirilmesiyle ortaya çıkan bir siluet gibi beliriveriyor orada.
Dünyaya savrulan kelimeleri ve sözlük anlamlarından uzak, kelimelerin ne anlatmak istediğini, bilemeyebiliriz fakat tahmin edebiliriz belki de.
Kaybetmek ve kaybolmak dendiğinde aklıma bunlar geliyor benim. Ya sizin?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder