6 Haziran 2021 Pazar

Sadece Ben

Düşüncelerim değişiyor, gelişiyor. Bunun yanında sürekli bir kıyaslama halindeyim. Kendimle savaşmaktayım. Eski bene karşı. Arada kendini hatırlatsa da bu dünya ona göre bir yer değil. Yeni ben de bu dünyaya göre değil ama en azından bu çarka ayak uydurması gerektiğinin ve bunun başta kendisini düşünmekten geçtiğinin farkında. 

Eski ben, yeni bene karşı. Eski benliğim ve saflığım özünü korumaya çalıştıkça, insanlara yaklaşımım, insanları tanıma isteğim, insanların basitlikleri karşısında metamorfoza uğruyor. Bunu bir kendini koruma iç güdüsü olarak düşünüyorum. İnsanların seni incitmesine izin vermemelisin. Ya da incitiyorsa aynı yerden sen de incitmelisin. 

Eski ben, dünyadaki her şeye pozitif bakılabileceğini, her türlü sorunun konuşarak çözülebileceğini, insanların doyumsuzluklarının bir sonu olabileceğini, karaktersizliklerini utanmadan beyan eden insanların az da olsa utanabileceğini düşünürdü. Zaman geçtikçe, başka ruhlar tanıdıkça, toplumun gidişatı sapkınlık yönünde hız kesmedikçe bu düşüncelerim de değişti. Çünkü sen düşüncelerini değiştirmedikçe, yine zarar gören sen oluyorsun. Çünkü sen düşüncelerini değiştirmedikçe, yine canı yanan sen oluyorsun. Çünkü sen düşüncelerini değiştirmedikçe, güçsüz, aciz ve suçlu olarak sen görünüyorsun. Bunların hiçbirini kabul edemediğim bir noktaydı benim için dönüm noktası. 

Sevgi. Sevebilmek. Sevmek. Bu kelimeler lügatimden ayrılalı çok uzun zaman oldu. En azından, herhangi bir homo sapiene karşı. Bu coğrafyada yaşayan, zehirli, heteronormlar üzerine kurulu aile yapısı dayatmasıyla ve buna bağlı dini inanç ve ananelerin de etkisiyle, sevginin bu zihniyette aranamayacağını, aranmaması gerektiğini tecrübe ederek öğrendim. Hele ki güzide gey topluluğumuzdaki bireylerin geçmişlerine, birbirleriyle olan çarpık ilişkilerine, yaşam tarzlarına, o buram buram kokan Orta Doğu zihniyetinin iliklerine kadar işlemiş olmasına, bu topluluk için en büyük düşmanların aslında kendileri olduğunu bas bas bağırarak her fırsatta dile getirmelerine, ağızlarından çıkan ve yürek(?)lerinden geçenlerin bambaşka olduğuna şahit oldukça, zaten pamuk ipliğine bağlı bu kelimeler, anlamlarıyla birlikte çoktan çok uzaklara gittiler bile. 

İlgi. Umursayabilmek. Umursamak. Bu kelimeler de benden gideli çok oldu. Özellikle, en ufak bir olayı dahi dünya savaşı gibi lanse eden, aşırı drama meraklısı ve kırılgan bu topluluk üyeleri, yaşadıkları en basit olay karşısında ilgi bekleyerek, adeta bir bebeğin şımarıklık olsun diye istediği şeyin her defasında olmamasından dolayı ağlaması gibi. Muhakkak ki her insanın olaylara karşı duruşu ve dayanıklılık eşiği farklı fakat bana göre, artık tahammül edemediğim bir durum haline gelen ve anlamsız eylemler bütünü. Onların göremediği, aslında senin de eş zamanlı bir şeyler yaşıyor olduğun. Üstesinden gelebiliyorsan ne ala. Ama bunun bir önemi olmadığını ve sadece kendi sorunu olduğunu dile getirmeye devam etmekteler. Bununla birlikte bir umursamama ve ilgi göstermeme/gösterememe durumu kollarını açıyor bana. Çok daha sağlıklı, çok daha huzurlu geliyor kendisi. 

Güven. Güven duyabilmek. Güven duymak. Güveni bir insandan öncesinde hissedersin. Sonrasında devamı gelirse duyduğun güven artar. Fakat, yukarıdaki yaşam tarzı, diğer bireylerle olan ilişkiler vs. gibi gerçeklerden dolayı, günümüz bunu mümkün kılmamakta. En azından benim için. Genel olarak, insanlara karşı net bir şekilde güven duyulmamalı. En yakın arkadaşım diyebileceğin kişi bile sana, beklemediğin bir şok yaşatabilir. Güven duyulan kişi er ya da geç sizi yanıltacaktır. Bırakın, bu kelimeler de kendilerine anlamlar barındıracak başka kişilere ulaşsın, benim yaptığım gibi. 

İnanç. İnanabilmek. İnanmak. Güvenin sarsıldığı noktada devreye girer aslında. Güvenin sarsıldıysa inanman beklenmektedir. Anlatılanlara inanman. Güvenle kesinlikle paralel ilerlemektedir. Güven sarsıldıysa nasıl inanabilirsin? İnanıyorsan neden güvenin sarsıldı? Bitmek bilmeyen bir paradoks halini alır. İnancımı kaybedeli de çok uzun zaman oldu. Tanrıya olan güvenim çok uzun zaman önce sarsıldı. Bize öğretilen tanrı olgusu. Ben aynı düşünmüyorum. Geçerli sebeplerim var. Beşeri anlamda da inanç konusu, çok uzun zamandır havada kalan bir konu benim için.

Bunların hepsine eski ben başta izin vermişti. Öğrenmesi gerekiyordu çünkü. Büyürken öğrenirsin, öğrenirken büyürsün. Uzun zaman oldu. O hala oralarda bir yerde. Yenisi daha baskın. Daha kararlı ve daha olgun. Zaman bunu mecbur kılıyor, hayat bunu mecbur kılıyor. Kendime hatırlatıyorum: Her şey senin elinde. Bırak izin ver giden gitsin. Sen, seninle ebediyen kalacak. 



3 Haziran 2021 Perşembe

Düşündüğün Gibi Değil

Yelkovan ve akrep birbirine biraz daha yaklaşıyor 

Tik tak tik tak tik tak

Sigaramı bir kere daha ağzıma götürüyorum

Gökyüzündeki yıldızlar göz kırpıyorlar

Onları izlemek bile keyif verici

Bir tanesi var ki kendimi bildim bileli orada

Hiç değişmiyor sanki

Aynı parlaklıkla gökte süzülmeye devam ediyor

Ben de öyle miyim diye soruyorum kendime 

Cevabını çok iyi biliyorum

Heraklitos'u aklıma getiriyor verdiğim cevap

Değişim, değişim, değişim

Çünkü biliyorum

Olmaz diyebileceğin, sevmem dediğin şeylere ilgi duyuyorsun 

Evet kesinlikle o, çok severim dediğin şeylerden kaçıyorsun

Hayır öyle olamaz diye düşündüğün şeylerin öyle olacağını iddia ediyorsun 

Bilmiyorum dediğin şeyleri artık biliyorsun

Eski tutkunun, hislerinin yok olduğunu, bir daha eskisi gibi olmayacağını aklından geçiriyorsun

Telefonum titriyor ve 1 yeni mesaj bildirimi 

Umursadığın ve senin için önemli olanların artık o kadar da umursamadığını anlıyorsun

Sonra cevap veririm diyor telefonu ters çeviriyor ve bir sigara daha yakıyorum 

Yanıma gelip kuyruk sallıyor, dil 5 karış dışarıda 

Sonra insanlardan neden uzak kalmak istediğimi bir kere daha hatırlatıyorsun bana şapşal

Değişmeyen tek şey bu sanırım, sizlere olan sevgim ve düşkünlüğüm

Gerçi bu da her geçen gün daha çok artıyor 

Her sabah, sensiz uyanacak olma hissi içimde büyük bir burukluk yaratıyor

Birden yıldıza kayıyorum

Onun için de değişen bir şeyler var mıdır acaba? 

Bilmiyorum

Tek bildiğim hiçbir şey düşündüğün gibi değil

İçeri geçiyorum, yanımda geliyor elbette

Bu sırada kayanlar oluyor 

Yıldızlardan

Değişiyorlar, gördüğümüz kadarıyla

Değişiyoruz, göründüğü kadarıyla olduğu kadar görünmediği kadarıyla

Yani anlayacağın, düşündüğün gibi değil...




Doğru Zaman-Doğru Ruh

Zaman geçiyor, saatler işliyor Ve yalnızlığınla yine baş başasın  Bunu seçiyorsun, saklanmayı  Tüm insanlardan, tüm ruhlardan Bazen kendinde...